Bir süredir sadece noktayım. Tekerlek gibi etrafında turladığım düşüncelerim yüksek miktarda güneşe maruz kaldı. Malum güneyde yaşamak terletir.
Gökyüzüne her baktığımda turuncu turuncu yuvarlaklar görüyorum. Uzanıp tek tek patlatıyorum hepsini. Amanın nasıl bir patlatma hemde. Ben dokundukça çoğalıyorlar ama sanki, bitmek bilmiyorlar bir türlü. Şuursuzca bunu kendime iş ediniyorum. Hepsini patlatmalıyım! Okumaya devam et “Delirmenin “Hoşgeldiniz” Aşaması”
Her zaman başlanılması gereken bir nokta vardır. Hepimiz merak ederiz, ne kadar ilerlediğimizi görmek için uğraşır dururuz. Hangi şartlarda ya da hangi yöntemlerle ilerlediğimizin bir önemi olmadığı söylendi bize. Her zaman ileriye doğru gitmeliydik. Hatta yerimizde saymamız bile olumsuz bir durummuş gibi gösterildi. “Eğer yerinizde sayıyorsanız, geriye doğru gidiyorsunuz demektir.” Keşke… Keşke bir miktar da olsa geriye doğru gidebilme şanslarımız olsaydı. Evet bu bir paradoks. En ufacık bir değişiklik mevcut tüm düzenin yok olmasına sebep olabilir.
Akşam karanlığı henüz çökmüştü. Her zaman olduğu gibi yine gözlerine emanet etti kendini.