Biraz da kendimi sorgulamam gerekiyordu öyle değil mi? İşte yine baş başayız ben, kâğıt ve kalem. Ne zaman dürüst davranmaya başlayacağımı merak ediyorum. Ayıp, günah denilen o gerçeklerinizi bir kez daha düşünmenin vakti geldi çattı işte yine. Yeterince yorgun sayılırım aslında bu kirli işe girişmek için. “Tüm bunları sorgulayan kişilik” ölçütlerinize hiç de uymuyorum bu gece. Ne kadar da garip aslında… Tam da vazgeçmişken ben sorgulamaktan ve siz de tam rahat bir nefes almaya başlamışken, bu ani baş kaldırış da nerden çıktı.
Kimler kederinden öldü kim bilir, kimler hayatlarının bir köşesinde dizlerini karnına çekip yaşa diye zorlattıkları mantıksızlığın çıkmazında kayboldu. Kimler çıldırmanın eşiğine oturup da “eşikte oturmak günah” diyen saçma sapan bir söylemin rüzgârıyla çıldırmanın tam da orta yerine düştü.