Sevgiden öyle uzaksınız ki, size ve kıymet verdiklerinize sevgiyle gelenlerde illaki art niyet arıyorsunuz.
Çocuğunuzu severken, başarılı bir öğrenci olmasına göre puanlıyor, sakin hareketleri varsa razı oluyorsunuz. Sabahları iş arkadaşlarınıza günaydın derken, demezsem kesin altında bir bok arar diyerek yarım ağızla günaydın diyorsunuz. Sevgilinizi sadece siz mutluyken seviyor, ihtiyacınız varken o ne durumda olursa olsun o anda hemen yanınızda istiyorsunuz. Yolda yürürken gülümsemiyor, sokakta hayvan görünce pistliyor, düşkün gördüğünüzde tiksiniyorsunuz.
Zifiriydi,
Güzel bir çöl sabahına uyanmıştım. Duygularım kumlar kadar küçük ve sıcaktı. Koşmak, koşmak ve koşmak. Nefes almanın ilkelliğini, sıradanlığını ve gereksinimi unutarak koşmak. Ne muazzam bir sabahtı. O bir yerlerden beni izlerken ben ona koşmaktaydım vakitsizce. Gördükleri sadece yansımalarımdı. Benim göremediklerim ise tam olarak ona ait olaylardı.