Filmden bir sahneyi canlandırıyormuşum gibi ya sahteydi içinde bulunduğum an ve ortam ya da eşi benzerini yaşamadığım beni başka boyuta taşıyabilecek kuvvette esrarlı bir gerçeklikti; çok kalabalıktı O bana oturduğu yerden bir şeyler anlatıyor, heyecanını bastırmak için kurduğu cesur cümlelerin arkasından gelen sinsi yarı tutuk kelimeler hislerini ele veriyordu. Çok tuhaf… Ağızdan çıkanlar hiç bu kadar anlamlı, hiç bu kadar anlamsız gelmemişti tabi dinleyebildiğim ölçüde, kesinlikle umursamamazlıktan değil, güçlü aksak ritimle kalbimin duymama izin verdiği sürece bazıları kulaklarımda patlıyor bazıları boşluğa düşüyordu.
Kategori: ed
Çilek Tohumu
Ben hayatımda hiç çilek tohumu görmedim.
Bu yüzden sana bir ad verseydim Çilek Tohumu derdim.
Senin gibi güzel olduğunu hayal ederek
Kalbimi verirdim ona
Ruhumu bağışlardım önünde
Senin düşlerimdeki Çilek Tohumu olduğunu hayal ederek!
Okumaya devam et “Çilek Tohumu”
Pembesi Eksik Kalmış Düşler
Hiç pembe panjurlu bir ev hayalim olmadı. Bazen, duyduğum lafları ilk kim söylemiştir diye düşünürüm. Kimin hayalidir pembe panjur?
Benim olsa olsa, bahçesinde ebruli hanımeli açan bir düşüm olabilir, O da Nazım Usta’nın hatırından. Hayallerimi süslemeyi unuttuğumu fark ettim. Bende de, bir ev ve bahçe var elbette ama ilgilendiğim kısım, orada yaşananlar… Sürekli okuyanlar bilir; bahçede oturan sevgiliye üşüdüğü için hırka getirme hayalimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, ben olaylara takmışım kafayı.