Bakmak ve Görmek

Bakmak ve GörmekDiğer günlerden hiçbir farkı yoktu. İşten çıktım, servise bindim. Walkman’i taktım kulağıma ve sıcak servisimde eve doğru ilerlemeye başladım. İlk iki arkadaşı bıraktıktan sonra, bir göbekte, ışıklarda durduk. Yeşil bakımlı çimlerin arasında gri sakal ve saçları birbirine karışmış, kötü giyimli, 40 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir amca dizleri üzerinde oturuyordu. Önünde titizlikle dizdiği belli olan boş bir sigara kutusu, boş bir su şişesi ve bir bisküvi çöpü duruyordu.

Okumaya devam et “Bakmak ve Görmek”

Uyandım Sadece

Uyandım… Yine aynı gökyüzü!
Her yerde bilindik yüzler yüzlere bilenmiş o sessiz kötülükler…
Baktım güneş sislerin içine sinmiş puslu, eski halini aramaktan bile bitkin bu korkusu…

Uyandım… Yine çığlık yine telaş!
Toz duman olmuş bu şehir… Oyun parkları kendi gıcırtılarıyla kala kalmış en derin sessizlikten belki de daha sessiz…

Uyandım… Yine yaşama telaşı!
Olmayan bir yaşamda mücadele savaşı… Adanmış ya bir kez “hayat” en acımasızlığa bile boyun eğemez olmuş bu telaş…

Okumaya devam et “Uyandım Sadece”

Utan İnsanlık Utan!!!

Utan İnsanlık Utan!!!Gazze’ye yardım için giden Özgürlük Konvoyu, 28 Mayıs 2010 tarihinde Antalya’dan ayrılmıştı. Amaç belliydi; Gazze’ye 35 aydır uygulanan ambargo karşısında insani yardım götürmek. Gemi, Antalya Limanı’ndan dualarla uğurlandı ve Türkiye için de gergin bekleyiş başlamış oldu.

İsrail’in yardım konvoyuna herhangi bir atakta bulunacağı zaten önce ki tehditlerinden de hissediliyordu. Akdeniz’de restleşmeler oluyor ve gerginlik devamlı tırmanıyordu. Ama doğrusunu söylemek gerekirse böyle kanlı bir eylemi hiç kimse beklememişti. Haberi ilk duyduğumda inanamadım. Belki de inanmak istemedim. Uluslararası sularda, savunmasız ve suçu sadece insani yardım yükü taşımak olan bir gemiye, bu denli haince bir saldırı yapılması gerçekten çok kanıma dokundu. Okumaya devam et “Utan İnsanlık Utan!!!”