İnsanın ruhu ağrıdığında gözleri görmez kulakları duymaz olurmuş, elleri artık ağrıdan tutmaz, ayakları o yükü taşıyamazmış, bunları düşünürken zihnim sorularla karışıyordu. Kimim, nerdeyim; niye bu cehennem ateşinin içinde nefes almakla cezalandırılmıştım, ruhumun neresi ağrıyordu anlayamıyordum. Sahi ruhum etten mi yoksa kemikten miydi, onun da gözü kulağı eli ayağı var mıydı, canım her yandığında ruhum mu yoksa bedenim mi hasar alıyordu hiç bilmiyordum.
Kategori: 64
Ünsal Ünlü Gazeteciliği ve Katılmadığım Görüşleri
Altının özellikle çizilerek belirtilmesinde fayda olduğunu düşündüğüm tek başına sıfatını layıkıyla hak edecek nitelikte ve 2015 Ağustos’undan bu yana bizlere her sabah hakikati ulaştırmaya çalışan bir insanın tanıtılması bana mı düşerdi bilmiyorum ama en azından yazılması gerektiği konusunda kimse elimi tutamazdı. Sonuç olarak bahsedilmesi elzem bir takım unsurların mutlaka anlatılması şart oldu benim için. Kendisini altı senedir takip eden bir izleyici olarak yazılması gerekli bir ödev yazısı bu belki de.
Okumaya devam et “Ünsal Ünlü Gazeteciliği ve Katılmadığım Görüşleri”
Hep Başkaları İzlesin Diye Yaşanmaz ki!
Baştan söyleyeyim bu yazı bir çok dostu, arkadaşı kızdıracak. Söylenenler, eleştirenler olacak. Ancak yine de yazacağım, çünkü konu bana göre önemli ve deniz tabanını saran yosunlar gibi giderek toplumsal görgüyü yok ediyor.
“Teşhircilik” hem psikolojinin hem de ceza hukukun yoğun olarak ilgilendiği bir alan. Psikoloji açısından “cinsel organlarını yabancılara göstererek tatmin olma davranışı”, ceza hukuku bakımından da bu davranış sergilendiği anda oluşan bir “suç” olarak tanımlanabilir.