Yalnızlığın kör karanlığında
Bir mektup yazıyorum sana mum ışığında
Yokluğun kör bıçak, ruhumu kanatıyor
Her şeyden vazgeçtim ama aşktan geçilmiyor.
Okumaya devam et “Gözlerimde Yağınca Yağmur”
Yalnızlığın kör karanlığında
Bir mektup yazıyorum sana mum ışığında
Yokluğun kör bıçak, ruhumu kanatıyor
Her şeyden vazgeçtim ama aşktan geçilmiyor.
Okumaya devam et “Gözlerimde Yağınca Yağmur”
Bak yine gece oturdu yanı başımıza.
Körpe sözcüklerin tecavüze uğradığı arsız cümleler doğuyor sokak ortasında,
Bir berduşun ağzında, banktaki adamın şarabında, meyhanede bir ayyaşın masasında
Ve içki masasına meze olmuş bir fahişenin koynunda.
Okumaya devam et “Yürek Döküntüleri ’24”
Itır kokan dağlardan bahset bana
Yemyeşil çimenlerden
Uçurtmalardan mesela
İpi yumuşacık ellerinde sevgilinin
Ebe gümecinden, fesleğenden
Ve yağmur bulutlarından bahset
Sen bir düşsün masalcı anne
Irmaklar getir mısra aralarında
Güzellikten bahset, gülüşler doğuran
Tekerlemeler söyle çocukları güldüren Okumaya devam et “Masalcı Anne”