Hayata tutunmanın üç beş yolunu fısılda
Aniden tut ellerimi, sadece buselendir yanaklarımı
Gözlerin bana bakarken kazansın en derin anlamları
İçimden aşktan bir yangın çıkart
Alevleri yok etsin tüm savaşları
Okumaya devam et “Belirsiz Gidişat”
Hayata tutunmanın üç beş yolunu fısılda
Aniden tut ellerimi, sadece buselendir yanaklarımı
Gözlerin bana bakarken kazansın en derin anlamları
İçimden aşktan bir yangın çıkart
Alevleri yok etsin tüm savaşları
Okumaya devam et “Belirsiz Gidişat”
İnsanların ölüme bakışları diğer canlılardan hep farklı olmuş; insanlar, ölüme bakarken ölüm karşısındaki duruşlarına hem hayal güçlerini hem de kültür birikimlerini ekleyerek varoluşlarını açıklamaya çalışmışlardır. Hayvanlar ise birbirlerinin ölümüne şahit olmuşsa da bu konu üzerinde pek kafa yormamışlardır. Örneğin; yanına gittiğinizde sizi fark eder hayvan; ama farkında olduğunun farkında değildir. Oysa insan, fark ettiğinin farkında olması yönüyle diğer canlılardan ayrılır ve inanılmaz bir kültür yolu izler. Bu kültür yolunda biriktirdiklerini üst üste koyarak yeni dünyalar oluşturur. Bu meşakkatli ve uzun yol, bazen onun tökezlemesine bazen de hızla yol almasına neden olmuştur.
Sen yoktun saat sekizi geçiyordu
Vurgun bir karanfil burnumu sızlatıyordu
Ya bu kekik kokuları
Sorgusuz sualsiz sevme telâşlarım
Etimden kemiğimden arta kalan özlemlerin
Ah bu çetrefilli yalnızlığım
Dokunmuştu yanağıma
Hafif bir rüzgar sönmüştü dilimin ucunda
Sen yoktun bunu bir tek kuşlar duymuştu
Cam kenarlarında adını susmuştuk
Ben duyuyordum bunu kuşlar yazıyordu
Okumaya devam et “Yalnızlık Senfonisi”