Henüz bahar gelmiş sayılmazdı ama o uzun kış geceleri, kasvetli günler geride kalmıştı. İşte bugün de güneş yine göz kırpmıştı, bunu fırsat bilen çoğu insan kendini dışarılara, parklara, bahçelere atmıştı. Ben de bunu fırsat bilip, bu parka gelmiştim. Bizim eve yürüme mesafesinde olan bu parkın en sevdiğim yanı içinde bir de çocuk parkı bulunmasıdır. Orada bir banka oturup, uzaktan çocukları seyretmek bana çok keyif verir.
Kategori: 60
Yürek Döküntüleri ’12
Dedemin öldüğü gün kaybolduk
Sahipsiz çocuklardık
Kaçıp sığındık bir omza
Baktık çukurdu, bataktı
Çıkıp dipsiz kuyulardan gizlice soluk aldık
Soğuk odalardan ses olup uzandık umuda
Tutup bir nefes arası birbirimize tutunduk
Kaybolmuş bir ömrün ardı sıra
Nefes nefese can bulduk
Yalnızlığa Düzgüler
Yalnızlığın verdiği rehavetle dolanıyorum sokaklarda. Bir başucu kitabımın varlığından yoksun, hiçliklere doğru yol alırken savaşları düşlüyorum ya da kimsesiz, yaşamdan nasibini alamamış insanları. Derken yağmur çiseliyor. Toprağın kokusu genzimi yoklar gibi… Sonra baharı özlüyorum bahara yakınken. Tüm vaatlere doymaktan mide spazmı geçirir gibiyim. Delicesine baharı özlüyorum… Aniden Türk filmi jönlerinin o sıradan sözleri fısıldanıyor kulaklarımda: “Ah sigaram! Benim için yanan tek şeysin.” Çakmağımı çakıyorum o hararetle. Aslına bakarsan pasif bir içiciyim. Derme çatma laflar bunlar, işin gereği yani.