Hayatta insanı hiçbir şey
Beklemek kadar yormuyor
Baharları umarken, için için çürütüyor
Çok uzak gibi herkes ve her şey
Hasret acısı
Hançer yarasından beter
Beklemekle geçmiyor
Günbegün kanatıyor kalbimi
Hayatta insanı hiçbir şey
Beklemek kadar yormuyor
Baharları umarken, için için çürütüyor
Çok uzak gibi herkes ve her şey
Hasret acısı
Hançer yarasından beter
Beklemekle geçmiyor
Günbegün kanatıyor kalbimi
Bütün ağırlığı ile duygularının altında ezilen karanfiller; muhteşem kaçışlarını planlayıp zamana, mekana ve anılara karşı geri dönüşü olmayan bir tahakküm uygulamışlardı. Bu bir başarı ve aynı zamanda vazgeçişin öyküsü olacaktı. İnsanlar yüzyıllar sonra asla hatırlamayacaklardı bu karanfilleri. Zaten karanfillerin de böyle bir gayesi yoktu. Belki içlerinden bazıları geceleri uyumadan önce sonsuza dek hatırlanmanın hayalini kuruyor olabilirdi ama onlarda bu düşüncelerini açığa vurmayacak kadar karanfil kokuyorlardı…
Gün yine devirdi yüzünü ay’a
Gece usulca sokuluverdi odama
Uzandım sessizce yatağa
Geldi girdi yine yalnızlığım koynuma
Konuştuk oradan buradan
Aralandı kapı, süzülüverdi bir suret
Kalkıp sarıldım aldım yatağıma
Çoktandır o da uğramaz olmuştu yanıma