Gece Gece

Gece GeceKar dört yanı uçsuz bucaksız bir kefenle kaplamıştı. Uğursuz bir rüzgar deprem gibi sağa sola saldırıyordu, üstümüzde karanlığı giyinmiş gökyüzü, ardımızda kulak zarımızı zedeleyen rüzgar bizi adeta canımızdan etmişti.

Annem ve küçük kardeşim daha çok tedirgindi. Korku onları içine hapsetmişti. İrem anneme sarılmıştı ufacık gövdesiyle. Gözleri şiş, saçları sarı, ufak tefek bir şeydi kardeşim. Korkusu kuşkusuz ondan daha iri yapılıydı. Amansız kış mevsimini bütün günahlarıyla beraber yakmaya hazır sobamız, cehennem gibiydi. Patlamamak için kendini zor tutuyordu.

Okumaya devam et “Gece Gece”

Futbol Topu

Futbol TopuPazar günleri geç kalkmak, belki de yaşamımın tek lüksüdür. O gün de öyle olmuştu. Kalktığımda eşim mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu. Her pazar olduğu gibi, kahvaltıya oturmazdan önce köşedeki bayiden gazetelerimi, sonra da yolun üzerindeki fırından, daha yeni çıkmış sıcacık simitleri alıp, eve dönmüştüm. Bir diğer pazar keyfim de kahvaltı masasında gazete okumaktır. Bu nedenle bu pazar kahvaltıları hep uzar da uzar, ben sofradan kalkarken vakit neredeyse öğleyi bulur. O gün de yine öyle olmuştu, kahvaltıyı henüz bitirmiş, elimdeki keyif çayım ve gazetemle biraz önce, mutfaktan salona geçmiştim. Okumaya devam et “Futbol Topu”

Yok Oluş

Yok OluşYollar, son kez yaşama, ölümle meydan okur
Vakit için zorluk çeker bedenler, ruhun kafesine
Ne fayda ki, Ölüm bir sarp çukur gibi, çeker ömrü
Kalbinden tutsan, yıkılış gibi, siyah güllere solar
Sözlerinden çağırsan, vurgun gibi, ak güllere yakar
Kırgındır dikenler, kim bilir toprağına, esir kalır hücrede
Okumaya devam et “Yok Oluş”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024