Hanımının getirdiği kayısıların çekirdeklerini çıkardı. Önce küçük oğluna uzattı, sonra ortancaya ve daha sonra da en büyüğüne. Çocuklardan en küçük olanı hariç diğerleri televizyona kilitlenmişlerdi. Yine aynı şekilde babaları da onlara kayısıları uzatırken gözü televizyondaydı. Küçük oğlu, garip ama telaşlı bir şekilde babasına bakıyordu. Söylemek istediği bir şey varmış gibi atılan bu bakış belki de içinde binlerce kelimeyi barındırıyordu. Biraz önce kayısıları getiren hanımı, mutfağa gidip yirmi dakika önce demlediği çayı getirdi. Küçük oğlan aynı tedirgin bakışları bütün ev hanesinde gezdiriyordu. Bir babasına, bir annesine, bir de ağabeylerine aynı rutinde bakıyordu. Hanımı çaydanlığı masaya bıraktı ve birer birer bardaklara doldurdu. Çayı eşine uzatırken hafif tedirgin bir mimikle,
Kategori: 45
Kaçak ’23
Bir yere bıraksam yüreğimi
Adını sanını bilmediğim karanlık yollarda kaybetsem tüm benliğimi.
Anlattıklarım ve duyduklarım kendiliğinden yazılsa ifademe
Yaşamım sana yakın olsa ve sen bana yakın.
Takılsam bir gölgenin ardına;
Güneş batana kadar sokaklarda.
Sevdadandır Her Şey
Bir sevdadır gidiyor; dilimde, kalbimde, zihnimde. Kimseye de değil aslında, sevdaya olan hasretimedir… Prens beklemeyi bırakalı yıllar oldu, gönlümün kapısını çalan da yok… Gülüp geçenler var, gözlerimin içine derin derin bakıp da, çığlık çığlığa susanlar.
Gülmeyeli de uzun zaman oldu, çok kahkaha atıyorum da, şöyle kalpten bir gülüş atamıyorum. Güzel bir gül de koklamadım nicedir; şöyle elime alıp da gerinemedim. Kokusunu içime çekip de, içindeki sırları çözemedim…
Şöyle sarılıp da birine yaşadığımı da hissedemedim ne zamandır. Hayat veren gülücükler de yok, sıcacık eller, anlamlı bakışlar, aşk yeminleri…
Bazen çok kimsesizim, bazen çok kalabalık, bazen çok suskun, bazen hiç…