Ne çok yakın biliriz yanımızdakilerini ama çabuk gidebileceklerini düşünmeyiz. Hep kendimize olan benciliğimiz bir başkasını düşünme onu hissetme şansını bize vermez; en çok kendimize isteriz de karşımızdakine o kadarını layık göremeyiz, hep bir başkasını eleştiririz de kendimize geldiğinde sıramızı salıveririz.
“O” deriz başlarız, peşin sıra sıralamaya “şöyle” deriz, “böyle” yaptı deriz de kendimize dönüp sormak gelir mi? Kabul edemez miyiz insanları olduğu gibi? Kabul etmiyorsak dahi, söylenmek mi bizi biz yapar, yoksa bizi de herkes gibi sıradan mı?