Gönlüne ateş düşmüş gayrı,
Sözün yoktur neyleyim,
Belli ki kırılmış kalbin,
Anlatmazsan ben neyleyim…
Ateş yanar ağır ağır,
İçine işler anlamazsın,
Sonra çıkar acısı,
Haykırsan da duyuramazsın…
Son kez derim sana;
Gönlüne ateş düşmüş gayrı,
Sözün yoktur neyleyim,
Belli ki kırılmış kalbin,
Anlatmazsan ben neyleyim…
Ateş yanar ağır ağır,
İçine işler anlamazsın,
Sonra çıkar acısı,
Haykırsan da duyuramazsın…
Son kez derim sana;
Unutmamak için karalıyorum seni bembeyaz bulutlara
Grimsi bir tona kavuştuğunda
yüreğimden akan yaşlar gibi süzülüyorsun avuçlarıma
Sana dokunmak için daha fazla karalıyorum gökyüzünü
Bir daha mavilik olmayacakmış gibi
Sonra gece oluyorsun sensiz düşlerime
Bırakıyorum seni ayın hüzünlü matemine
Yıldızları örtüyorum üzerine
Her kayan yıldızda seni diliyorum kelimelerce
Okumaya devam et “Kaçak ’11”
Bir şeyler yazmazsam deliricek gibi oldum yine…
Ya şurada işten çıkmış, güzel bir yürüyüş yapmış, evime gelmiş dinleniyorum. Hafta sonu sınav var, oturup ders çalışayım dedim. Kafamda dönüp duran o kadar tilki rahat durmuyor tabi… Ben kendi halinde bir insanım yahu, ne isterler benden anlamam. Kötülük yapmam, yapmayı da sevmem, günahtan korkarım, inancım kuvvetlidir… Kendimi tanıtmak gibi bir hevesim yok tabi de insanın artık gırtlağından burnuna, ordan tepesine kadar gelince bir şeyler söyleme ihtiyacı duyuyor.