İnsan ne zaman yorulur? Ne zaman yaşamak yük olur? Elini bile kaldıracak dermanı olmadığı zamanlarda, neyi kaybeder yüreğinde, ne eksilir, nedir onu terk edip giden? Bazen kendimizi öyle güçsüz, öyle halsiz hissederiz ki, içimizde eskiden olup da, şimdi olmayan, çekip giden şeyin ne olduğunu anlamaya çalışırız…
Her sabah uyanmanın bile yüke dönüştüğü, bunalımlı ruh halinin üzerimize çöktüğü, hiç bir şeyin bizi eskisi kadar heyecanlandırmadığı, depresyonun içimizi kapladığı zamanlarda sorup dururuz kendimize, ‘niye böyleyim’ diye… Beni terk edip giden neydi? Bu davetsiz ve sevimsiz misafir de kim? Nereye gitti enerjim, coşkum ve sevincim… Neden eskisi kadar mutlu olamıyorum… Ya sebepsiz mutluluklarım… Onlar nereye gitti?
Okumaya devam et “Delikanlı Gibi…”