Tüketmek için bunca acele ettiğiniz takvim yapraklarına, hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, bu rutin çarka şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz? Ne kadarı sizin hayatınız? Başkalarının hayatlarını mı yaşıyorsunuz, başkaları mı sizin hayatınızı yaşıyor yoksa?
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheciler olmayı öğrenir bu rutini yaşarken… Ve bu o kadar yavaş, o kadar küçük dozlarda olur ki, başına gelene karşı asla uyanık değilsindir… Bu gerçekleştiğinde, artık çok geçtir… İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli derler…
Okumaya devam et “Bazı Kumdan Kaleler, Denize Karışıp Gitmeyi Çoktan Haketmedi mi?”