Konuşacak ne çok şey vardı bitirmeden önceydi…
Birazı yalan birazı gerçekti inanmak gibi yapmak en içten samimiyetsizliğimdi…
Baktık görür gibi hissetmiş gibi en hissiz halimizdi gerçeğin en içtensizliğiydi
Bilmediğimiz ne kadar çok yalanımız varsa, gerçekmiş gibi yaşadığımız…
Ne hislerimizdi ne de kendimiz bu kadar “yabancı” daha çok yalancı!