Çıktığımız yolculuklarda, ulaştığımız şehirlerde, taşındığımız evlerde, toplantılarımızda, girdiğimiz bankamatik sıralarında hep iç içeyiz insanlarla, hayatla… Günlük yaşantımızda sıradan olarak nitelediğimiz bir günde tanışıveririz, hayatımızın bir döneminde en azından ağzından çıkan her kelimeye göre haraket ettiğimiz o insanla. Bizi sıradanlıktan alır yeni saydığımız, yavaş yavaş keşfettiğimiz, anlamaya çalıştıımız hayatına götürüverir…
Kategori: 14
Sadece Şükretmek
Hastane odasındayız. İki tane pamuk gibi nine yan yana yatıyor. Başlarında ötüp duran makineler, serum şişeleri, bağlantı kabloları… Hepsi, arka fona çözülmesi zor gibi duran, bir karışıklık veriyor. Teyzelerden biri tanıdık; eski komşularımızdan. Hastaneye geliş amacımızda, onu ziyaret etmek zaten. Diğer yatakta ki teyzenin adı ise; Huriye.
Huriye Teyze ile nasıl tanıştığıma gelince; çok da zor olmadı aslında. Odaya girdiğimde, “Geçmiş olsun teyzecim” dememle; kendimi Huriye Teyze’nin yamacında buldum. Okumaya devam et “Sadece Şükretmek”
Gözlerine Bakmak
Gözlerine bakmak,
Kızarmış ekmek kokan bir sabaha uyanmak.
Zaman mefhumunu unutup,
Sonsuzluğa ulaşmak.
Gözlerine bakmak,
Yaradılacak her güzel şeye bir ilham bulmak.
Günebakan çiçeği için,
Güneş tutulmasının ne demek olduğunu anlamak.