EnginDergi / Yıl: 2010 Sayı: 03
EnginDergi’nin 2010 yılı üçüncü sayısı yayında… Okumaya devam et “EnginDergi-s03”
EnginDergi / Yıl: 2010 Sayı: 03
EnginDergi’nin 2010 yılı üçüncü sayısı yayında… Okumaya devam et “EnginDergi-s03”
Her şeyin başı SAĞLIK! denir. Denir de öyle mi davranılır ki… Her daim olduğu üzere onun da değeri kaybedildiğinde anlaşılırmış. Keşke anlaşılsa, kaybettiğimizde bile kıymetini yeterince kavrayabildiğimizi hiç zannetmiyorum. Sağlık da ulvi değerler gibi sevmeyi öğrenip barışık yaşayabildiğimiz bir kavram olamamış, çoğunlukla korku timsali anlamlar yüklenmiştir.
İnsanoğlu korkusuz doğar, korku sonradan öğrenilir ve öğretilir. Öğrenilen korku çoğunlukla faydalı olmakla birlikte öğretilen korkunun genelde zararı dokunmaktadır. Bir çocuğa ateşin sıcak ve yakıcı olduğunu ne kadar öğretmeye çalışsanız da ateşe değmeden, eli yanmadan nasıl öğrenebilir ki gerçekten. Büyüklerimiz ne güzel söyler, bir musibet bin nasihata bedeldir diye! Söylerler de buna rağmen bin kez de olsa nasihat etmekten geri kalmazlar.
Mart ayının da gelmiş olması zihnimde oluşan, zaman hızla ilgili tüm rekorları kırıyor, kendi rekorunu da düşüncesini iyice pekiştiriyor. Yine kendime, kendimce sorduğum onlarca soruyla başbaşayım. Kafamda dolaşan kırk tilkinin kırkının da kuyruğunun birbirine değmemesi olayı ise fena halde canımı sıkıyor. Mucizelere ihtiyacım var galiba. Mardin’in Sürekli ilçesinde rutin kazı çalışmaları yapılırken iş makinalarının kepçelerinden yüzyıllar öncesinden kalma altınların toprakla birlikte havaya saçılması gibi misal…