Mutlu’y’muş

Mutlu'y'muşUyandık… “mış” gibi yapmıyoruz artık. Bilmiyoruz, bakmıyoruz sormuyoruz kendimizle konuşmuyoruz. “Küs” gibiyiz. ‘Sakın konuşma!’ derken bile duymak istediklerimiz var, ama acıtır diye kulaklarımızı kapattığımız… Söylemek istemediklerimiz var söylemek zorunda olduklarımız gibi… Amalarla başlayan cümlelerimiz var ama!

Bir şeyler eksik. Yarım kalmış bir şeyler… Uyandığımızda sözlerimize, kendimize, zamanımıza “harcanmışlık” yaşattığımız şeyler. Ne garip değil mi? Başlarken “biz”dik bitirirken yabancılaştık hiç tanışmadık sanki…

Okumaya devam et “Mutlu’y’muş”

Son Kıyıdan

Kaybettiğimiz kelimelere, anlam aramaktı noktayı hakketmiş bir sonu yaşayarak…

“Son sözlerimizi boğarken anlamlarına nefes aldıracak bir bekleyiş belki de”…

Ne kalmaktı anlamlı olan ne de kaldığında susmak kadar yasaktı gidebilmek…

Zamana bırakmaktı… Zamana hep duracakmış hissi vermek niye “can çekişen bedenlerimizse”

Son kelimelerimiz ne yanlıştı ne de doğru…

Sadece bittirmekti “kendince” “bence” en doğrusu…

Okumaya devam et “Son Kıyıdan”

Uyandım Sadece

Uyandım… Yine aynı gökyüzü!
Her yerde bilindik yüzler yüzlere bilenmiş o sessiz kötülükler…
Baktım güneş sislerin içine sinmiş puslu, eski halini aramaktan bile bitkin bu korkusu…

Uyandım… Yine çığlık yine telaş!
Toz duman olmuş bu şehir… Oyun parkları kendi gıcırtılarıyla kala kalmış en derin sessizlikten belki de daha sessiz…

Uyandım… Yine yaşama telaşı!
Olmayan bir yaşamda mücadele savaşı… Adanmış ya bir kez “hayat” en acımasızlığa bile boyun eğemez olmuş bu telaş…

Okumaya devam et “Uyandım Sadece”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024