Dünden Bugüne…

Dünden Bugüne…Dünde kalmış bugüne suskun bir hal… Yaşarken toplanmış bavullar içinde en eski geçmişler ve hala geçmemişler…

Dünden gelen o “iç sesler” bugünün fırtınasını yaşatmışçasına içinde hazır…

Bir haykırışın bekleyişi gibi vurmuş en dibine.

O dünde kalan her şeyin bugünü yaşatmayacağını bilmek kadar eksik hep o anlar…

Mesafelerine gizlenmiş gibi yabancı bugüne o anılar…

Okumaya devam et “Dünden Bugüne…”

Pardon! Tanışabilir miyiz?

Tanışabilir miydik? Yeniden…
Kelimeleri sonsuzluğa uğurlarcasına suskunken…
Umursamaz gözüküp de umursarken… Adlarımızı!
Tanışabilir miydik? Öylesine, belki de…
Kalabalık konuşmalar arasında “sıkışıp kalmışcasına” sessizce, tanışabilir miydik?
Yalnızlığımızı unutup kalabalıklaşmış gibi hissetmek sadece… Kaldırımlara benzetmek üstümüzde gezinen binlerce yabancıyı hissetmek, bir yükmüş gibi sanki adlarımıza.
Artık adlarımız da geçmiş zamanda kaldı…
Zamanımız da bitti üstelik…
Okumaya devam et “Pardon! Tanışabilir miyiz?”

Çünkü… Mesafe!

Çünkü… Mesafe!Ne kayıplar veriyoruz hayatımıza! İnsan olmayı denerken daha fazla yabancılaşıyoruz, önce kendimize sonra herkese “sadece mesafe” oluyoruz. Bir iki adım ilerimize nasıl da yabancı kalıyoruz. Bir kaç kelimemiz var onun dışında kalanlar “oyun bozanlar”. Söylemeye cesaretimizin olmayışından hep oyunun dışında bırakıldılar! Hep bir mesafe var gidişimizde kendi karavanımız bu belki de… Nasıl bir karavan ki bu “içimiz dışımıza mesafe” duraklarımız hiç beklemeyenlerin yerine beklemekte…

Okumaya devam et “Çünkü… Mesafe!”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024