Neyin o muhteşem sesini dinledi bir gün ve o sese hayran oldu, aşık oldu o küçük kız. Sonra aylarca onu öğrenebilmek için ağladı, inledi. Ben bu sazı, neyi öğrenmek istiyorum; ne olursa olsun bana bunu öğretecek bir hoca bulun dedi. Anne ve babası yavrularına küçük bir yaşta olduğunu ileride biraz daha büyüdükten sonra bu isteğinin mümkün olabileceğini söylediler. Fakat öyle gönüller var ki ne söz dinler ne de nasihat; o sadece hayran olduğu sesin peşinden gitti. Pervane böceklerinin ışığa gitmesi gibi. Kendisini hiç sorgulamadan cüssesine hiç aldırmadan fiziksel özelliklerini bilmeden. Tabi bu sevgi küçük kızın kalbine girmişti bir kere…
Kategori: Ahmet Hamdi Erdoğmuş
Sonsuz Sevgi
Bir söz dizisi, iki kelime, içimizde her şart ve koşulda olması gereken bir kavram, insan olmamıza neden olan yegane bir gerçek. Dünyaya sevgi ile bakabilmek bizi yaradan, bize muhabbet, şevkat, alçakgönüllülük, hoşgörü, iyilikseverlik duygusunu içimize nakşedip, Allah’ın kendisinin rahmet tecellisinin bizdeki yansımasıdır. Kendimizde var olan bu duyguyu açığa çılkarabildiğimiz sürece Kuran-ı Kerim’de bahsedilen ahsen-i takvim denilen yaradılmışların en mükemmeli olan insan profili.
Musiki ile Yaşamak
İnsanlığın var oluşundan itibaren içimize programlanmış bir olgu. Sevginin mutluluğun bizi biz yapan duyguların tezahürü yani sevgilerin coşkuların yansıması. Daha yeni doğan bir bebeğin annesinden dinlediği o hicaz makamındaki ninni. Ruhumuzun derinliklerine aksedip musiki ile yaşamanın bize verdiği mükemmel duygu seli. Bazen hüzünlendirip bazen neşelendiren bazen de anılarımızı tekrar yaşıyormuşçasına doğumdan ölüme kadar tekrar süre gelen ve hiç bitmeyen o müthiş senfoni.