Gökyüzünün güneşi, kainatın ve tüm alemlerin yaratıcısının biricik dostum ve habibim yani en sevdiğim dediği o güzel insanın doğumu; yokluk aleminin bitip varlık alemine geçişi misali bir bebeğin doğumundaki karanlık bir alemden aydınlık bir aleme geçişi gibidir. Varlık alemine gözlerini açmış olan sevgili Peygamberimizin şu dünyada yaşanası bir hayatın tekrar ihyası için bir güneş gibi doğup, tüm kainata ışık saçmasıdır. Tüm insanların kalplerinde yaşaması varlık alemini aydınlatıp, gönül gözümüzün doğmasıdır bu mübarek günler.
Kategori: Ahmet Hamdi Erdoğmuş
Siyahın Işığı
Herhangi bir gecenin karanlığında yalnız kaldığımız zaman içimizi saran bir korku, bir endişe, bizi bu karanlığın içine çeken bir güç bütün bir benliğimizi büsbütün kuşatır. Bu karanlık ve yanlızlık korkusu genelde tüm insanların içine işlemiş ve irademizin dışında gelişen bir olgudur. Karanlık şuuraltımızda hep var olan ve olmaya devam edecek bedenimizin ve zihnimizin verdiği bir tepkidir. Çünkü karanlık insanların ölümün o soğuk nefesini daha iyi bir ifade ile bir kabir toprağı gibi bizi örtmesini hatırlatır. Karanlık ve siyah daima yok olma kaybolma ve tükenmişlik olarak bizi hep içine çeker.
Simyacı ve Mevlana
Paulo Coelho’nun Simyacı adlı kitabında önemli bir mesaj vardır. Bu mesaj en büyük hazinenin bazen içinizde bazen yanıbaşınızda olduğudur. Yurdundan kalkıpta Mısır Piramitleri’nin eteklerine kadar amansız bir yolculuk yaparak kendine söylenen bir hazineyi arayan Endülüslü çobana Simyacı’nın dediği gibi “yolculuk bir öğrenme yöntemidir, bilmemiz gerekenler bize öğretilir.”