Ben Kassandra, olacakları önceden bildiriyorum sana,
Unutulduğum gün tapınakta, bir yılan kulağımı yalarken bulundum.
Kehanetlerimi bilirsin ki kimse inanmaz, bundandır düşmanlığım Apollon’a.
Geri aldı yarısını armağanının, kızıp onu atlatmama…
Ben Kassandra, “Saçları fırtınadan dağınık”
Öldürüldüğümden beri Troya’da, krallara inancım yok ne de tanrılara.
Kan kokusunu aldım, ve nasibimi de aşkımın,
Agamemnon’un -sevgilimin-, öldürüldüğü odada…
Ben Kassandra, “Erkekleri bağlayan kadın”
Olacakları önceden söylemek için sana,
Mykene’ye varmadan, ruhum yükseldi.
Güverteden indirilirken bedenim, okyanusun karanlığına.
Dudaklarını arala, sözcüklerini ıslat, düşüncelerini yutkun,
Kalbini temizle, ellerin bağırsın ve sen, gözlerinle işit.
Bir okyanusun uyandığını.
İçinde, bedenimin çürüyen anılarından tütsülenmiş bir koku,
Yüzünü yalayıp geçtikten sonra, aç gözlerini.
Zihninde beliren ilk adı duyacaksın…
Ben Kassandra…
Olacakları önceden bildiriyorum sana.
Mavi bir taş bul ve okyanusun kalbine göm.
Huzura kavuştur çaldığın ruhumu.
Son kehanetim böylece son bulsun, tanrıların öfkesi durulsun.
Kapat sonsuzluğun dibinde asılı kalan gözlerimi de.
Kehanetler son bulsun.