Bu ayki yazıma atmış olduğum başlık herkese göre değişebilen bir konu aslında ama ben içimden geldiği gibi bir yazı hazırladım yine sizlere. Bana göre olanı paylaşmak için yazdım anlayacağınız, vereceğim birkaç klasik örneğim olacak her zamanki gibi…
Mesela yaklaşan yılbaşından bahsedecek olursak; kim sevmez yılbaşı filmlerini? İnancınızı kaybettiğiniz anda ortaya çıkan mucizeleri anlatır hep, hepimizin mucizelere inanması gerek ama maalesef mucizeler sadece çocuklara aitmiş gibi büyüdüm artık diyen herkes içindeki çocuğu susturma çabası içine giriyor…
Geçen sene çekilmiş olan A Christmas Carol adlı film arşivimde yer alan bir filmdir. Jim Carrey oyunculuğu ile birleşmiş 3 boyutlu bir animasyon filmi olan A Christmas Carol aslında çok güzel sonuçlar çıkarılabilecek bir film. Eski İngiltere’nin mum ışıklarının ve karlı sokaklarının tarihi taş binalarıyla birleştirilmiş mükemmel animasyon Ebenezer Scrooge adındaki aksi ihtiyarın neden bu hale geldiğini anlatıyor. Yılbaşı akşamı onu ziyaret eden hayaletler hayatını 180 derece değiştiriyor ben çok sevdiğim bir hikayenin sinemaya uyarlanması çok zevk alarak sinemaya gitmeme sebep olmuştu umarım bu yılbaşı bizi bu tarz güzel içimizi ısıtan filmler bekliyordur. Çünkü kışın yağmura karda soğukta yapılabilecek en güzel şeydir film izlemek yanında çayınız kahveniz cama vuran yağmur damlalarının sesi (kahve varsa Nutella da yanında iyi gider hani:)) üstünüzede battaniyenizi aldınız mı var mı bundan öte keyif…
İkinci kategoriye gelecek olursak… Bunlar Gotik alt yapılı filmler. Bu alanda tek insanı ilah görürüm o da Tim Burton’dır. Ve soundtrack’leri hazırlayan Danny Elfman’da mükemmel iş çıkardığına inandığım alkışlarken galeyana geldiğim iki insandır. Yönetmenin favori oyuncuları Johnny Depp ve Helena Bonham Carter‘dır. Johnny Depp’in yakın arkadaşıdır. Ayrıca nişanlısı Helena Bonham Carter’dan olan oğlu Billy-Ray’in vaftiz babası Johnny Depp’tir. Vincent Price onu en çok etkileyen karakterlerden biri olmuştur. Film çekmeye de küçük yaşlarda başlamıştı. Stop-motion tekniği ile ya da 8mm’ye sessiz filmler çekiyordu. 13 yaşında çektiği The Island of Doctor Agor ilk filmi olarak bilinir. 9. sınıfta çevre kirliliğine karşı düzenlenen yarışma için çizdiği poster ona ilk başarısını getirdi. Posteri 1 yıl boyunca sokaklarda yer aldı. Lise yıllarında California Institue of Arts‘a gitmek için Disney‘den burs kazandı. Burada 3 yıl boyunca eğitim aldıktan sonra animatör çırağı olarak Disney stüdyolarına girmeyi başardı. Projesinde çalıştığı ilk film bir Ralph Bakshi uyarlaması olan “The Lord of the Rings” idi ancak yapımda adı geçmedi. Sonrasında, o zamanlarda çok da istemediği bir yönde “The Fox and the Hound” için çizimler yaptı. Film karakterlerinin genel sevimli yapısının dışında olması nedeniyle Burton’ın çizimleri Disney tarafından reddedildi. Tim Burton, Disney’de bulunduğu günlerde pek mutlu değildi ancak ileride ünlü olacak “The Nightmare Before Christmas”ın temelini oluşturan şiir ve illüstrasyonlarını burada olduğu dönemde yaptı. Vincent animasyonu ile birçok ödül alan Tim Burton, sonraki yıllarda yönettiği Luau(1982) ve Hansel ve Gretel(1982) ile çok fazla başarı sağlayamadı.
- The Island of Doctor Agor (1971)
- Doctor of Doom (1979)
- Stalk of the Celery (1979)
- Vincent (1982)
- Luau (1982)
- Frankenweenie (1984)
- Pee-wee’s Big Adventure (1985)
- Beetlejuice (1988)
- Batman (1989)
- Edward Scissorhands (1990)
- Batman Returns (1992)
- Ed Wood (1994)
- Mars Attacks! (1996)
- Sleepy Hollow (1999)
- The World of Stainboy (2000)
- Maymunlar Cehennemi (2001)
- Big Fish (2003)
- Charlie and the Chocolate Factory (2005)
- Corpse Bride (2005)
- Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (2007)
- The Spook’s Apprentice (2009)
- Alice in Wonderland (2010)
Yarattığı bütün filmlerde dikkat çekici bir akustik söz konusudur. Kostümler, aksesuarlar, karakterlerin farklı karakteristik özellikleri, bulunulan ortamın sahip olduğu bazen bize imkansız görünen farklı dekorlar gerçekten de bu adam işini yapıyor dedirtiyor. Burton’ın beyazperdeye etkileyici dönüşü, eleştirel ve finansal başarılar kazanan Beetlejuice(1998) ve Batman(1989) ile olur.
Batman üçlemesini takiben Tiyatro Sahipleri Ulusal Birliği (NATO) Yılın Yönetmeni ödülünü verir. Film aynı zamanda En İyi Sanat Yönetmenliği dalında akademi ödülünü alır. Johnny Depp ve Winona Rider’ın oynadıkları Edward Scissorhands, 1990 Noel sezonunun büyük hitlerinden biriydi, orijinal görselliği ve dokunaklı peri masalı tarzı hassasiyetinden ötürü coşkuyla karşılandı.
1992’de yılın en çok gişe yapan filmi olarak Batman Dönüyor ile bir kez daha Gotham City’nin o karanlık kanunsuzlar dünyasını keşfe açtı. 1993’te stop-motion adı verilen animasyon tekniği ile, mevsimlik bir ebediyete dönen orijinal bir tatil öyküsü, The Nightmare Before Christmas adlı macera filmini çekti.
1999’da Washington Irving’in klasik hikayesinden esinlenen bir hikayeye sahip olan Sleepy Hollow adlı filmi çekti. Başrollerde Johnny Depp ve Christina Ricci’nin rol aldığı film en iyi kostüm tasarım ve en iyi görüntü yönetmenliği dahil 3 akademi ödülü adayı oldu ve en iyi sanat yönetmenliği dalında Oscar’ı aldı. BAFTA şeref ödülleri en iyi kostüm tasarımı ve en iyi prodüksiyon tasarımı ödüllerini de barındırıyordu.
2005’te Charlie and the Chocolate Factory adlı filmi çekti. Johnny Depp’in başrolde olduğu film, etkileyici derecede olumlu eleştiriler ve gişe başarıları yakaladı ve film hala da zevkle izleniyor.
Bir çok yeteneğe sahip olan Burton, The Nightmare Before Christmas için illüstrasyonlardan oluşan bir çocuk kitabı oluşturdu ve filmle birlikte piyasaya sürdü.
The Melancholy Death of Oyster Boy ve Diğer Öyküler adlı bir sonraki kitabı çizimlerden ve şairane yazılardan oluşuyor. Hikaye ergenlik çağını yaşamakta olan bir yabancının çektiklerini naklettiği için New York Times tarafından övgülere boğuldu. Yakın zamanda soğuyan havaya inat içimizi ısıtacak güzel filmler bekliyorum, ama ismi geçen filmleri şiddetle önermekteyim :) herkese iyi seyirler.