Yalnızlığın verdiği rehavetle dolanıyorum sokaklarda. Bir başucu kitabımın varlığından yoksun, hiçliklere doğru yol alırken savaşları düşlüyorum ya da kimsesiz, yaşamdan nasibini alamamış insanları. Derken yağmur çiseliyor. Toprağın kokusu genzimi yoklar gibi… Sonra baharı özlüyorum bahara yakınken. Tüm vaatlere doymaktan mide spazmı geçirir gibiyim. Delicesine baharı özlüyorum… Aniden Türk filmi jönlerinin o sıradan sözleri fısıldanıyor kulaklarımda: “Ah sigaram! Benim için yanan tek şeysin.” Çakmağımı çakıyorum o hararetle. Aslına bakarsan pasif bir içiciyim. Derme çatma laflar bunlar, işin gereği yani.
Etiket: yalnızlık
Bir Garip Düşünceler Zinciri
Unutmak iyileştirir diyorlar, oysa bilmiyorlar ki unutan insan yeniden hatırlatılmasına mâhkumdur. Şimdiki aklım olsa aynı hataları yapmazdım diyorlar, oysa o hataları yapmasalardı şimdiki akıllarına sahip olamayacaklarını unutuyorlar.
İnsanlar sıklıkla unutuyor; milyonlarca sperm arasından öne çıkıp galip gelerek var olduklarını, ne kadar özel ve şanslı olduklarını göz ardı ediyorlar. Ne kadar özel olduklarını unutup; herkesin özel olduğu bu hayatta, herkesin özel olmasının aslında özel olmamak anlamına geldiği düşüncesine kapılıp hata ediyorlar.
Yalnızlık Yazdırır
Gecenin dinginliği bir başka huzur veriyor insana. İnce ince yağan yağmurun verdiği zevki toprak kokusu taçlandırıyor. Yağmurun tenteye vurdukça çıkardığı sese nargilenin fokurtusu eşlik ediyor. Sigaradan oldum olası hazetmediğim halde şu nargileden aldığım keyif tarif edilemez.
Yine bir başımayım. Şu hayatta yalnızlık öyle işledi ki içime artık tercih mi yoksa alışkanlık mı ayırt edemiyorum. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyor olsam da belirli bir sınırın ötesi ağır geliyor. Yüzeysel etkileşimin ilerisi istemsizce yorulmama neden oluyor. Sorun, benim algı ve takıntılarımdan mı yoksa insanların farkındalık yoksunu bağımlı ilişkilerinden mi kaynaklanıyor hala çözebilmiş de değilim.