Şehirler mi insanları yaşatır, insanlar mı şehirleri? Bence her ikisi de. İnsanlar mimarisiyle, tasarımıyla, anıtlarıyla ve diğer yaşam sahalarıyla şehirleri inşa ederler; şehirler de üzerilerine sinen ruhları insanlara yansıtırlar diye düşünüyorum.
Her ne kadar modern zamanların süslü, parlak, ışıltılı, gösterişli ama bir o kadar da ruhsuz, kalabalıklar içerisinde yalnızlaşmış beton yığınları içerisinde yaşıyor olsak da, benim hâlâ ütopik bir şehrim var hayallerimde yaşattığım.
Balkonumda seyredalmış bir yandan yazıyor bir yandan düşünüyorum. Dinlediğim şarkılar iç sesimin dışa vurumu mu, yoksa bir ademoğlunun gecenin bi’yarısı etrafa serzenişte bulunuşu mu? Ayrımsamak güç… Sesin geldiği evi bulup kapıyı tıklatmam an meselesi… “Merhaba, hayat ne tuhaf değil mi, vapurlar filan?”