Balkonumda seyredalmış bir yandan yazıyor bir yandan düşünüyorum. Dinlediğim şarkılar iç sesimin dışa vurumu mu, yoksa bir ademoğlunun gecenin bi’yarısı etrafa serzenişte bulunuşu mu? Ayrımsamak güç… Sesin geldiği evi bulup kapıyı tıklatmam an meselesi… “Merhaba, hayat ne tuhaf değil mi, vapurlar filan?”
Losthighway II kıvamındayım, evet hala senaryolaştırılmadım, kulağımda saksafon sesleri, bilinmeze doğru gidiyorum. İçimdeki karşıkonulmaz gitme isteğiyle başa çıkıyorum, iki ileri bir geri… Hey genç adam, içimdekileri emanete bırakabileceğim bir yer var mı?