Mutluluk içinde bir “an” aramışsa o nemli anılar, hüznünü de tuzlu sulara karıştırmışsa bir de güneş yakmış rengine de belirsizlik katmışsa “yazlı anılara” sonbahar yaklaşmış demektir.
Yazdan kalmışsa bazı alışkanlıklar yazı da çıkaramamışsa bazı arkadaşlıklar, kafa karışıklıklarına kalp kırgınlıklarına eşlik etmişse yaşamlar, o zaman “gelen de giden de” uğurlanmalıdır bu son-bahar.
Mevsimler arda arda gelir doğanın kanuna göre. Ben ise, şu iki mevsim arasında uzun bir geçiş dönemi yaşıyorum: Sonbahar ve kış. Ve kış da hiç sonlanmayacakmış gibi hissetmeye başladım bile. İlk gençlik yıllarımızda en sevimsiz, yoğun gelen dönemlerdi bizim için. Oysa şimdi her şeyin daha farkına varmaya mı başladım ne? Geçmişe duyulan özlemleri hissediyor, yaprakların dökülüşü gibi insanların aramızdan ayrılmasına bile hüzünleniyorum. Ne oldu da bünyem böyle oldu?
Yine sonbahar…