Sabah beş, evde bir hışırtı sesi, belli ki babam ava gitmek için hazırlanıyor. Saat altı civarı annem kuzineyi yakmış; odun sesleri, çay için koyduğu suyun çıkardığı ses, kuş sesleri hepsi bir melodi şeklinde günün başladığını haber veriyor. Yavaş yavaş ev halkı kalkmaya başlıyor. Benim ilk yaptığım odamdan balkona çıkıp, gökyüzüne bakıp, temiz havayı koklamak ve havanın durumuna göre günümü planlamak oluyor. Güneş varsa elbette ki plan deniz oluyor.
Etiket: Rize
Cennete Sürünmüş Şehir
Gözlerimi açtığımda saat 5’ti. Az uymama rağmen uykuya doymuştum ve kendimi enerji dolu hissediyordum. Çoktan ateşi yakmıştı annem, odun kokusu taze havada mis gibi içime doluyordu. Farklı türden, kalabalık kuş sesleri geliyordu. Balkona çıktığımda taptaze ıslak bir hava yüzüme çarptı. Havada ıhlamur kokusu vardı. Etrafta arılar uçuşuyordu. Derenin şırıltısı kulağımda, karşımda denizin en güzel mavisi duruyordu. Doğa konuşuyordu. Toprak kokusu bir yandan. Karşımda dağlar, çise dolu yapraklar; burası cennet olmalıydı.