Bu ay ne yazayım diye o kadar çok düşündüm ki, en sonunda geldiğim nokta klasik bir giriş cümlesi olan ‘Bu ay ne yazayım diye o kadar çok düşündüm ki’ye geldi. Aslına bakarsanız iki haftadır beyaz sayfanın başına oturmayışım, bu beyaz sayfayı hunharca sömürmeme vesile olabilirdi. Lakin ben de her insan gibi, en büyük tutkularından belirli bir süre uzak kalmayı yeğlerim. Paulo Coelho bu duruma ‘Mezarlık Huzuru’ der. Eminim ki diğer yazarların tıpkı Coelho’nun dediği gibi bu durumu özetleyen birkaç cümlesi mevcuttur.
Etiket: Nietzsche
Her Gün Başlı Başına Bir Hayattır
Gece bitmek üzere… Deyim yerindeyse; artık siyah iplik ile beyaz iplik birbirinden ayrılmaya başlamış. Güneş, şehrin doğusundan doğdu doğacak. Çevrede inanılmaz bir sessizlik…
Her sabah olduğu gibi aynı saatte uyanmıştı. Şu sıralar, erken kalkma gibi bir zorunluluğu da yoktu. Ama o, sabahın bu saatlerini seviyordu. Balkon kapısına doğru yöneldi. Kapıyı açınca, hafif bir esinti saçlarını dağıttı. Hemen eliyle saçlarını sola doğru topladı.
Bir Varmış, Bir Yokmuş
“Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de…
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de…
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım…
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım…
Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım, hem güldüm halime…