On dört yaşından beri şairlik yapıp, en güzel yemekleri yiyip, hapishanede bir ömür çürüten, tırnağıyla saat kayışına sevdiğinin adını yazan, ama bazen de sevdiği kadınları aldatan, hepsini, her şeye rağmen çok güzel seven, ülkesine ve insanına duyduğu derin sevgi ve özlemle giden bir insan; Nazım Hikmet Ran.
Keşke’li cümleler kurmak kolay, hakkını vermek zor. Ne de olsa en fazla bir yıl sürüyor yirminci asırlarda ölüm acısı… Bugün hala aynı çürük yumurtadan çıkan çocuklar, savaşlar, baskılar, bastırılmışlıklar yüzünden, iyi ki görmüyor mavi gözleri gelişememişliğimizi… Okumaya devam et “Haziran’da Ölmek Kolay, Ölümsüz Olmak Zor”