Hayatımızın, zamanımızın yarısından çoğu iş yerlerimizde geçiyor. O nedenle, eskiden “işi, iş yerini, iş arkadaşlarını sevmem gerekmez, ben işime bakarım” tarzında ifade edilen güya “profesyonelce” yaklaşımın pabucu çoktan dama atıldı. İş yerinin psikolojik iklimi hayatın tamamını etkilediği gün gibi ortaya çıktı.
Buna rağmen iş yerlerini cehenneme çevirme gayretleri hiç hız kesmiyor. İşin kötü tarafı, çoğu zaman başlangıçta küçük, önemsenmeyen sorunlar olarak karşımıza çıktığı için durumu çok umursamıyoruz. Fakat o küçük sorunlar damla damla birikerek büyük sorunlara, sellere yol açtığında iş işten geçmiş oluyor.