İki Yaşam Bir Ölüm

İki Yaşam Bir ÖlümTren garının bekleme salonunda, akşam saat beşi çeyrek geçe, üzerine kalın puntolarla belediye ismi yazılmış bankta oturuyorum. Sağ tarafımda, ayakta bekleyen, saçlarını limonla parlatmış, ince bıyıklı, uzun boylu bir adam ve ayaklarının hemen dibinde damarları çıkmış koyu yeşil bir bavul. Tam karşımda kırmızı eşarplı bir kadın, bebeği kucağında ninni söylüyor. Hemen hemen bütün garlarda mevcut olan büyük saat bir dakika daha atladı. Bin dokuz yüz seksen yedi senesinin, ocak ayının son haftası, günlerden çarşamba akşamı, saat beşi on altı geçiyor. Önümden tahta bavul taşıyan, başları beş numara -asker olmaları muhtemel- iki delikanlı geçti. Ceketimin cebinden sigara paketimi çıkarıp bir sigara yaktım. Okumaya devam et “İki Yaşam Bir Ölüm”

Uğur Böceği ve Dalgalar

Uğur Böceği ve DalgalarÜzerine bir kaç beden büyük olan gri renkli ceketinin içine beyaz gömleğini, altına da krem rengi keten pantolonunu giydi. Evinin salonunda, şöminenin üzerine dizdiği kitaplardan birinin arasına sıkıştırdığı zarfı alıp ceketinin sol iç cebine koydu. Mutfağa gidip bir bardak su doldurdu. İçinde katman katman oluşan heyecandan olsa gerek sudan bir yudum içip, kapıdan dışarıya çıktı.

Kaan, ağustos ayının son gününde, evinden çıkıp, gün batımını izlemek ve ona yadigar bırakılan mektubu okumak için kumsala indi. Denize girmek için birbirleriyle yarışan insanlar artık gün batımının, biraz sonra vereceği karanlığa kalmamak için denizden çıkmaya çalışıyorlardı. Okumaya devam et “Uğur Böceği ve Dalgalar”

EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024