Kapı açıldı ve içeriye otuz yaşlarında, genç bir hanım girdi. Görünümünde bir taşralı havası vardı. Elimle muayene koltuğunu işaret ederek “Buyurun oturun” dedim. Sonra devam ettim:
– Burnunuz tıkalı.
Genç hasta yüzüme hayretle baktı. Ben yine devam ettim:
– Ayrıca ağzı açık uyuyorsunuz, üstelik horluyorsunuz.