Seviyorum Kendimi… Ya sen?

Seviyorum Kendimi… Ya sen?Sabahın erken ışıklarıyla uyanıp pencerenizi sonuna kadar açın, kollarınızı sonuna kadar açıp temiz havayı bol bol içinize çekin, etrafta cıvıldaşan kuşları dinleyin ve birbirleriyle nasıl oynaştığını gülümseyerek seyredin. Pencere önünde sizi bekleyen çiçeklerinizle muhabbet edin onları sevin ve su verin. O sırada nescafeniz için koymuş olduğunuz suyun kaynadığını duyacaksınız su ısıtıcınızın ıslık sesi ile.

Okumaya devam et “Seviyorum Kendimi… Ya sen?”

Çok Uzun Zaman

Çok Uzun ZamanDört duvar arasına sıkışmış bir can kırığım, kalp kırığım var..
Ne yana dönsem senli düşlerdeyim..
Ne yana baksam canım kanıyor…
Uzun zaman geçmişti… kabuk bağlayan yarama el değmeyeli..
Paylaştığımız o meçhul zamanlarda
Okşar gibi değmişti canımı kanatan elin..

Uzun zaman geçmişti..
Çok uzun zaman..
Kimse gözlerimin içine bakıpta böyle gülmemişti…
Kimse bir bakışta yüreğime değememişti…

Okumaya devam et “Çok Uzun Zaman”

Kraliçe Arılar, Dişi Örümcekler, İnsan Kadınlar

Kraliçe Arılar, Dişi Örümcekler, İnsan KadınlarKonfüçyüs’ün, Homeros’un kadın düşmanlığı nereden gelmektedir? Aklı başında sınıfına dahil ettiğimiz bazı entelektüel kişiliklerin kadınlara duydukları bu nefretin, kaçışın gerçek nedenleri nelerdir?Tarih boyunca ezilip hakir görülen, “insan sınıfı”na dahil edilmeyen kadınlar, dişiler…

Bir ya da bir kaç ana kraliçe arı, bütün bir kovanı, bütün bir türü dünyaya getiriyor. Öteki hayvanlar ise gelişmeden kalıyor… Böyle bir kovan, ne denli korkunç bir uyaranlar birikimi taşırdı… Tabii hayvanlar bu duyguya sahip olsalardı! Ama cinsiyetleri yok, buna ilişkin içgüdüleri de en alt düzeye indirgenmiş durumdadır… Okumaya devam et “Kraliçe Arılar, Dişi Örümcekler, İnsan Kadınlar”