Biz çocukken, Tombilibiç diye bir oyun vardı. Kırmızı kiremitleri üst üste dizer, topu yuvarlardık kiremitlerin üzerine. Ortada kuyu var yandan geç derdik. O top hiç kuyuya düşmezdi.
Köşe kapmaca oynamak için, herhangi bir kamyonetin, mahallemize park etmesini sabırsızlıkla beklerdik. Biri park etti mi, gör şamatayı. Önce adamın gidişini beklerdik, sonra hurraaa kamyonetin üstüne…
İstop diye bir oyun vardı. İngilizce’den gelen stop kelimesini, çocuk ağzıyla istop diye bağırdığımız. Topu yukarıya fırlatınca, küçük dostlarımız olanca hızıyla kaçardı ana hattan, istop deyince dururlardı. Sonra bir renk söylerdik. Bulamasınlar diye Çingene pembesi diye bağırırdık. Renk bilgimiz mi vardı. Çingene pembesi mahallede zar zor bulunurdu o zamanlar.
Okumaya devam et “Ah Benim Güzel Çocukluğum Nasıl da Özledik Seni!”