Yazıya şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Yaşamı daha değerli ve daha anlamlı kılan duygularımız acaba ne derece genlerin etkisindedir, örneğin insanların birbirine küsmesinin genetik bir nedeni var mıdır?
Aslında küsme bir kırılganlık işaretidir ve kırılma duygusunun doğurduğu bir tepki veya davranış biçimidir. Kırgınlığın şiddetine göre, kişi kendine, dostlarına ve hatta tüm dünyaya küsebilir ve bu duygusal tepkiyi kısa veya uzun süre götürebilir. Kırılma, acı ve aşkla birlikte ruhsal dengemizi en çok etkileyen üç duygudan biridir.
Sağlıklı, dinamik ve refah bir toplum olabilmenin ön şartı sağlıklı beyinlere sahip olmaktır.
Günlük yaşantımızda, bir sürü işle meşgul oluyoruz. Yemek yiyoruz, yürüyoruz, konuşuyoruz. Bu tür otomatik aktivitelere ek olarak; daha karmaşık işlerle de ilgileniyoruz. Algılıyoruz, ayırt ediyoruz, karar veriyoruz. Peki, bu kadar meşakkatli işlerle uğraşırken size yardım eden kim? Tabi ki, sizi hiç yalnız bırakmayan beyniniz.