Uzun bir süredir yazı yazamıyordum. Her ne hikmetse, cümleler bir türlü yerli yerine oturmuyordu. Kimi zaman, yazının başını getirip sonunu bulamıyordum kimi zaman ise, giriş yapacak bir başlığım bile olmuyordu. Ben klavyenin başına oturup yazmaya çalıştıkça tüm kelimeler aklımdan uçup gitti sanki. Sonra bir korku geldi, yerleşti içime. Ya yazacaklarım artık tükendiyse ya kendimi tekrar etmeye başlarsam…
Bu korkudan sonra bir süre yazmaya ara vermenin doğru olacağını düşündüm. Dönüş zamanı belli olmayan sınırsız bir süre verdim kendime. Bu süre zarfında sadece okudum ve düşüncelerimi dinledim. Sabırla kelimelerimin toparlanacakları zamanı bekledim.
Bu sürede anladım ki yazamama hali gerçekten çok bunaltıcı bir durummuş. Şöyle ki: kafanda bir sürü düşünce var ve sen içlerinden birini seçmeye çalışıyorsun; fakat seçemiyorsun. Sonra her şeyi sıfırlayıp kelimelerin üstünden gitmeye karar veriyorsun. Bu sefer de seçtiğin kelimelerde bir anlam bulamamaya başlıyorsun. Önündeki sayfa boş durdukça da zihnin kilitlenip kalıyor. El birliği yapmış gibi tüm düşüncelerin aklından firar edip gidiyor. Sen ise, arkalarından sadece bakakalıyorsun.
Böyle bir durumda yapılabilecek en iyi yol üstelememek belki de. Düşünceleri özgür bırakmak ve araya biraz hasret koyup, onları özleyebilmektir. Çeşitli yaşanmışlıklar biriktirip, bunları içinde tutamayacak hale gelebilmektir. Belki de ilham perisinin gelip, omuzunuza konmasını bekleyebilmektir.
O zaman geldiğinde ise, birden anlatacak pek çok hikayeniz olduğunu fark ediyorsunuz. Sonra kelimeler yeniden doğru dizilmeye başlıyor. Sağa sola, küçük küçük düşünce kırıntılarını iliştirmeye başlıyorsunuz. Doğru sıra ve anlam ile zihninizden çıkan sözcükler duygularınıza tercüman oluyor. İşte o zaman algılamaya başlıyorsunuz ki vakit tamamdır. Yaşanmışı ve yaşanmamışı yeniden anlatmak, yeniden paylaşmak için vakit gelmiştir. Anlatacak çok şey birikmiştir.
Benim içinde bu an geldi sonunda. Tempolu hayatın akışından kırptıklarımla ve düşüncelerimin oluşturduğu resim kareleri ile yeniden yazmaya başladım. Özlemiş miyim? Evet, çok özlemişim. Demek ki her ilişkide böyle kısa süreli molalara ihtiyaç varmış. Tıpkı yazamadığım cümlelerimle benim aramda olduğu gibi.