Anneler günü, tüm dünyada farklı günlerde ve farklı ülkelerde kutlanan evrensel bir gündür. Şimdiye kadar bilinen en eski kutlamaların İlk Çağ’da yapıldığı düşünülmektedir. Bunun en belirgin örneklerine de Antik Yunan ve Antik Roma’da rastlanmaktadır. Antik Yunanlılar, Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri ilkbahar festivalleri ile anneler gününü kutlamaya başlamışlardır. Antik Romalılar ise; bu ilkbahar festivallerini, İsa’nın doğumundan 250 yıl önce ana tanrıça Kibele adına kutlamışlardır.[*]
Yeni Çağ’da ise; Anneler Günü kutlamalarına 1600’lü yıllarda rastlanmıştır. Bu dönemde İngilizler, “Mothering Sunday” (Anneler Pazarı) kutlamaları yapmaktaydı. Bu kutlama, Hristiyanlık’ın Avrupa’ya yayılmasından sonra kutsal bir güç sayılan “Anneler Kilisesi”ni onurlandırmak amacıyla düzenlenmekteydi. Hatta İngilizler, bu özel günde izinli sayılırlar ve annelerine “mothering cake” adı verdikleri bir tür pasta götürürlerdi.
Yakın Çağ’da ise; bu günün resmileştirilip, tanınmasının ardında önemli bir isim vardır. Bu kişi: Amerikalı Anna Jarvis’tir. Anna Jarvis 1905 yılında annesini kaybetmiştir. Annesinin ölümünün ardından büyük bir çaba ile Anneler Günü’nün resmileştirilmesi için kampanyalar başlatmıştır. A. Jarvis annesinin ölümünden tam 9 yıl sonra, kampanyaları ile büyük bir başarı sağlamış ve senatonun kararı ile bu günü resmileştirmiştir. Yalnız, bu her zaman anlatılanın aksine salt bir üzüntü ile yapılmış bir kampanya hareketi değildi. Bu, kadınların ekonomik ve sosyal alanda daha aktif olmalarını isteyen bir annenin, misyonunu devam ettirme çabasıydı.
Sonuçta A. Jarvis bu amacına ulaşmış gibi gözükse de asla bundan mutlu olmadı. Çünkü kurulu ekonomik düzen, bu özel günü somutlaştırmış ve ticarileştirmişti. Manevi duyguların yoğun olarak yaşanmasının istendiği bu gün, sadece hediye ve kart gönderimleri ile kutlanır olmuştu. Buna dayanamayan A. Jarvis, işletmelere ve hatta hükümete karşı davalar açmış ve bu günün, bu şekilde kutlanmasını engellemek istemiştir. Fakat başlattığı bu akım, Amerika’dan sonra dalga dalga diğer ülkelere de yayılmıştı. Öyle ki 1955 yılında da ülkemizde bu özel günün kutlaması resmileşmişti. Artık bu kutlamalar engellenemezdi.
O günden bu yana kutlanan Anneler Günü’nün hikayesi böyledir. Anna Jarvis, bu günün ne kadar yanlış kutlandığını fark etmiş ve buna karşı koymaya çalışmıştır. Peki, bugün biz bunu farkında mıyız? Reklamların bizi bu tür özel günlerde tüketime yönelttiğini ve sadece bir günlük kutlamayla yetinip; geri kalan 364 gün sevdiklerimizi ihmal ettiğimizi farkında mıyız?
[*] Bu tarihsel bilgi Vikipedia’daki ilgili linkden alınmıştır.