Çevremdeki herkes bilir beni. Ancak o güne kadar duymadığım kendimle ilgili bir şeyi Engin söyledi bana “ya hacı iyi, güzel, hoşsun da çok çabuk sıkılıyorsun hevesle başladıklarından”. Sonra hayatımın her alanında -o İzmir’e gidene kadar- her şeyi paylaştığım kardeşimin söylediklerine içimden ona çaktırmadan (iç ses: hakkat lan adam benim 27 senelik hayatımı özetledi valla) hak verdim.
Kitap okumaya sarıyorum, bir sürü kitap alıyorum hepsini bitiriyorum, sonra hoop film sevdası başlıyor, hoop hayvan sevdası (evcil hayvan, arkadaşım oha deme evli barklı adamım ben :) falan filan derken hayat bir şekilde akıp gidiyor.
Kişisel gelişim kitaplarına sarmıştım bi ara, her başarılı olmak isteyen insan gibi. O kadar boş ki, okumayın cidden ara gaz kitabı onlar. Ahmet Şerif İzgören’in de dediği gibi kitap boşsa hiç okumadan at. Benim tanıdık bi kitapçı var sağolsun okumadıklarımı hemen geri alıyor.
Halil Cibran, George Orwell falan okuyun. Hem anlaşılması kolay hem sağlam yönlendiriyor. Ahmet Şerif İzgören okuyun mesela o da sağlamdır. Ortamlarda şekil olsun falan isteyenler Elif Şafak – Ustam ve Ben eseri tüm kitapçılarda. Çalıntı diyorlar ama günahını almayayım.
Ya bu arada ülke ne kadar karışık ya. Twitter falan yasaklandı. Allah var ben Twitter falan kullanmadım, ama Bayburtlu adamın, İzmir’de yapılan mitingde istanbul’da yapılacak köprüyü alkışlamasından daha hakkım protesto etmek.
Neyse Fenerbahçe’de bu sene maşallah iyi gidiyor. Galatasaray Chelsea’ye elendi. Yoğun bi tempoda maç oynuyorlar; lig, Türkiye Kupası, Şampiyonlar Ligi falan sıkıntı tabi. Beşiktaş’ın stadı yok, bi sürü borç falan ama onlar da iyi yani. Lig bu sene çok çekişmeli ya sürekli ikinci falan değişiyor.
30 Mart’ta seçimler var. Millet oyunu erken saatlerde kullanıp, pikniğe akacak hava çok sağlam çünkü. Bi de eskiden nüfus sayımı olunca sokakta top falan oynardık. Ee ne demişler “hayat tuhaf vapurlar falan”.
Kendinize iyi bakın öptm, kib, bye, aeo…