Yeşil çimenler ekmişler senin şehrine
Yağmur sokakları ıslanmış gözlerinde
Ay salkım salkım kanatmış yıldızları
Ateş mavisi bulutlar dumana dönmüş gecende
Bana bıraktığın bütün ihtimalleri gördüm
Bütün benliğimi gözlerindeki geceye gömdüm
Seni görmek için güneş göğe çıkmış bir bak olduğun yerden
Rüzgar esiyor mu siyah saçlarına kalbindeki elemden
Belli ki okuyup yazdığın türkülerin deminden
Sen de payını almışsın acının en derininden
Hali vakti yerindeyken benim ezelden
Sana bir an tutsaklığım bilmem nereden
Güzelsin denizden beter sudan berrak
Güzelsin sen kirpiklerin hançer gözlerin makber
Sen gönlünü ferah tut severler seni
Kimsen yokken de tutarlar incecik ellerini
Damla damla kan keser yürekten yanaktaki gül
Böyle ne bir elma ne bir nar gördü ömründe bülbül
Baktığın gökyüzünü öldürmüş gönül verdiğin bir sümbül
Mutluluğa çıkan bütün yolları kestirmiş gün be gün
Bir boşlukta asılı kaldı iki elim iki ayağım seni gördüğüm bugün
Bir soluğumu bin parçaya böldürdü yokluğundaki sürgün
Benim bildiğim aşk bu ne ilk ne son gördüğüm
Bana gelme ihtimalinde umut düşlerimde kördüğüm
Sana eğilmekten boynu bükük kaldı kalemin
Mısra kesmekten kanadı ellerim
Yarısı kalmış şimdi her şeyin
Bilmem senin aklında ben ney’im