Garip bir yalnızlığın içinde, elinde mum ışığıyla bana bakan bir çift göz,
bir tebessüm
Bakışlarıyla yüzümü okşarcasına bakan, yarım kalmış ve uzun süredir tamamlanamayan bir kaç söz.
Zamanın bir kaç diliminde buluşan ruhlarımız, çocukça dokunuşlarımız, gülümseyişler…
Paylaştığımız öylesine sırlar
Kavuşmak için sabırsızlandığımız ve birlikte geçirdiğimiz bir kaç dakikaya sığdırdıklarımız.
Hiç ayrılmak istemeyen omuzlarımızın veda vaktindeki yakarışları
Gitme diyemeyen, içimizde sıkışıp kalan kelimeler.
İnsan sadece birkaç dakikasını paylaşmış olduğu insanın kokusuna alışabilir mi, ya da bu kadar özler mi?
Günün herhangi bir saatinde aklına geldiğinde böylesine içten gülümser mi?
Ya da sessizce bu kadar sevda cümlesiyle bakışıp, konuşurken hiç bir şey söyleyemez mi?
Aramızda bir şey var. Bir bağ.
Dokunmadan, sarılmadan, gözgöze gelip de konuşamadan, adını koyamadığımız AŞK var.
Yağmurdan sonra açan gökkuşağı gibi yüreklerimiz.
Işıl ışıl.
Her an nerede olduğunu bilmek istememin, kıskanışlarımızın bir sebebi var.
Bundan sonraki hayatımızın aynı adımla başlamasını istememizin de bir sebebi var.
Sen de biliyorsun, aramızda bir şeyler var.
Aramızda AŞK var…
Kezban Şahin
Mayıs 2011