Ne annem, ne de babam bizlerin incinmesini istedi, belki de çekindi korktu bir ömür boyu anlatması zor yaşayınca anlaşılan bu duyguyu.
Mesai saatim bitmş, ancak tüm yorgunluğuma rağmen son kalan işlerimle uğraşırken telefonum çaldı. Arayan babamdı. Tahmini olarak yemeğe kaçta geleceğimi soracağını düşündüm. Nitekim de öyle yaptı. Ben tam saat veremeyip, bir şey mi oldu diye dayatınca da annemin rahatsız olduğunu ve akşam hastaneye yatıracağımızı söyledi.
Eşyalarımı alıp hızla otobüse yöneldim. İçimde sakladığım o koca erkeksi gözyaşlarını tutmak için otobüste zorladım kendimi. Dayanamadım bir durak sonra inip, bir taksiye atladım. Tüm bir yol boyunca ve yazımın sonuna kadar göz yaşlarımı saklamak için kendimi zor tuttum.
Evdeyim. Ablam ayaküstü annemin iç kulak iltihabı geçirdiğini, bir kulağının duymadığını ve hastalığın ilermesini önlemeleri için tedavi olması gerektiğini anlattı. Annemse hiç hasta gibi davranmıyordu. Hazırlanıyor, daha doğrusu ütülediği gömleklerimi dolaba yerleştiriyor, evdeki yemekleri gösteriyor. Evin her yerini kontrol edip, dikkat etmem gereken şeyleri tembih ediyor. O haliyle bile zerre kadar olsun kendini düşündüğünü hissetmedim, canım annem benim.
(Bayramın ikinci gününe dönüş)
Bayramın ikinci günü annem rahatsızlanıyor, önce acile kaldırıyorlar. Sonraki günlerde gittiği doktorlarda önemli bir rahatsızlık tespit edilemiyor. Ama asıl tespiti yapamayan, hastalığın farkına varmayan, o iltihabı görmeyecek kadar hastalarına yüzeysel bakan bir hekim ya da bir hastane ya da bir devlet ya da bizler… Hangimiz daha suçluyuz emin değilim?
Ve ihmal yine bu ülkedeki insanların göz göre göre bazı insanların sağlıklarının hiçe sayılması nedeniyle annem, bir vatandaş olarak şu an duyma sorunu ile karşı karşıya. Arabadayız. Annem ve babam önde, ben ise arkada oturuyorum. Yıllar önce ÖSS sınavına giderken ki gibi sessizim ve ruhum hüzünle dolu.
Aklım almıyor, içimden annemin rahatsızlığını farketmeyen sağlık kurumuna gitmek, kendilerini mahkemeye vermek, o hekime olanları anlatmak ve onu ömrüm boyunca unutmayacağım haykırmak geliyor. Ben de suçluydum, anne rolünü evde o kadar çok benimsemiştik ki, onun hastalığına duyarsız kalmıştım.
Olumsuz düşünmektense umutlu olup tedavinin iyi sonuç doğuracağına inanmak ve artık ailemin, sevdiklerimin bizler için ne kadar değerli olduğunun hep farkında olmak istiyorum.
Bu ülkede kim bilir kaç insan daha kötü deneyimler yaşıyor diye düşünüp şükrederken, yine bu ülkede bazı insanların işini hakkını vererek yapmamalarını vicdana sığdıramıyorum.
Güzel haberleri paylaşmak dileğiyle,
Bora EKE
09.12.2009
Buca, İzmir, Türkiye