Türkiye’de engelli bireylerin sıkıntılarına yönelik farkındalık oluşturma çalışmalarına rağmen uygulamada yaşanan absürdlüklere dair her yeni gün yeni bir haber ile karşı karşıya kalıyoruz. Engelli park yerlerine, dahası engelli rampalarına park eden araçlar, engelliler haricinde herkes tarafından kullanılan engelli asansörleri ve en akıl almaz olanların başında da görme engelli vatandaşlarımız için yapılan mühendislik ve planlama harikası hissedilebilir yüzey yürüyüş hatlarının durumu.
Ülkemizde engelli vatandaşlara dair istatistikler farklı kaynaklarda farklı değerlerle yer almakta. Bu değerler için nüfusa oranla %8-12 bandında rakamlar ifade edilmekte olduğundan ülkemizde yaklaşık 8 milyon engelli bireyin yaşadığını varsayabiliriz. Bu rakamın yaklaşık 250 bin’ini de görme engelliler oluşturmaktadır.
Görme engelli vatandaşlarımıza yönelik hissedilebilir yüzeyli engelli yürüyüş yolları, kaldırımlara ihale usulü döşenmektedir. Çoğunlukla ana güzergahlar üzerinde yer alan parkurlar için küçük bir hesap ile bugüne kadar milyonlarca lira harcandığını göz önüne aldığımızda, projenin vahameti daha da içler acısı bir hale bürünüyor.
Üstelik sistemsel sorunlar ve döşenen hatların sağlıksızlığı yüzünden hiçbir görme engelli tek başına yolları amacı doğrultusunda kullanamamaktadır. Şöyle bir durup düşünün, 250 bin görme engelli vatandaşımızın yaşadığı bir ülkede, şimdiye kadar hiçbir görme engellinin tek başına dışarıda dolaştığına tanık oldunuz mu? Açıkçası ben hafızamı çok zorladığım halde zihnimde tek bir görüntü dahi canlanmadı. Engellilere yönelik destek projeleri üretilmesinin yetersizliği bir yana, engelli bireyler bahane edilerek milyonlarca liralık devlet kaynağının boşa harcandığını bilmek beni daha da üzüyor. Peki, sizce çözüm nedir; hissedilebilir yüzey projesine daha sağlıklı ve verimli bir alternatif geliştirebilir miyiz dersiniz?
Bilgisayar çağında yaşadığımız ve elektronik cihazların adeta bir uzvumuz haline geldiği şu günlerde “elektronik baston” projesini hayata geçirmenin maliyeti ne kadar fazla olabilir ki! RFID vb. bir sisteme sahip navigasyon özellikli baston teknolojisi halihazırda kullanılabilecek durumda. Tüm ülkeyi hissedilebilir yüzeyli yürüyüş yollarıyla kaplamanın maliyetini ve gereksizliğini düşünecek olursak -ki bu yollar soğuklarda üzerilerinde oluşan ince buz tabakası yüzünden kayganlaşarak normal insanların bile kayıp kendilerini sakatlayabilecekleri sıkıntılar yaratmakta, yağmurda su kanalına dönüşmekte, yıpranma özellikleri vb. durumları dile bile getirmiyorum- elektronik baston sisteminin verimliliği daha net kavranabilmektedir.
Akıllı baston projesini düşündükten sonra daha önce kimler düşünüp ne gibi adımlar atmış diye küçük bir araştırma yaptım, bazı başlıklar şu şekilde;
Sonuç olarak; tanıtım videosunu buradan izleyebileceğiniz Ultracane akıllı baston şuan yurtiçi piyasada bin euro’ya satılmakta. Gerek kamu kurum-kuruluşlarına, gerekse girişimcilerimize çağrıda bulunuyor; devlet kaynaklarını, kaldırım zeminine son derece kullanışsız sarı şeritler döşemek yerine ar-ge çalışmalarına ağırlık verilip akıllı baston projesi gibi engellilerin hayatlarını gerçekten kolaylaştıracak projelere imza atılmasını rica ve temenni ediyorum.
Farkındalıklarımızın ve farklılıklara saygının arttığı, barış dolu bir dünya umuduyla…