Ne zaman öğrendik bu kadar acımasız olmayı
Ne zamandan beri oynuyoruz başkalarının acı
ve kederleriyle yoğrulmuş oyun hamurlarını
Ne zaman başladık portmantoya insanlığımıza da asmayı,
……………………
Umutların tükenmesidir insanı üşüten
Değer verdiklerini kaybetmektir asıl ölüm
Kimsenin seni anlamamasıdır asıl yalnızlık
Hele de unutulmak…
Bir bunun adı yoktur.
……………………
Kaç felaket yaşadık… kaç katliam gördük… Kaç ceset… Kaç gözyaşı… sonuç…
Hep aynı…
Önce şehitler… şimdi deprem…
Ne ilk ne de son…
Ne şehitlerin nedeni deprem
Ne de depremin olması şehitlerden
Bunca zamandır olan olaylardan susmuş dillerimizin hiç mi günahı yok? Şimdi mi konuşur olduk hem de nefreti kusarak?
Suçluyuz… hepimiz…
Şimdi kendimizi affettirme zamanı
İnsanlığa… hayata… Ve kendimize…
Elimizi uzatalım…
Sevgimizi paylaşalım.
Bir daha unutmayarak
Bir daha unutturmayarak
Karşılıksız… beklentisiz… sımsıkı…
……………………
Bu gün hala olduğun için hayata teşekkür et
Hala nefes alan sevdiklerin için de Tanrı’ya
Sarıl……………
Annene, babana, doğmuş ya da doğacak çocuğuna
Ablana, abine, kardeşine,
Eşine, sevgiline, dostuna, arkadaşına
Kedine, köpeğine
Hiç kimse yoksa yanında kendi kendine
Sarıl……
Seni seviyorum de…
Hayatın herkese adil davranmadığı şu anda şanslı olduğunu hisset
Ve ihtiyacı olanlara şans ver.
Ama deniz fenerine selam bile verme :)
Hala duruyor musun yoksa…
Sibel Bozdağ