Kendimizi nasıl hissettiğimizi açıklarken büyük, olumlu, neşeli kelime ve deyimler kullanmalıyız. Biri bize, “Bugün kendini nasıl hissediyorsun” diye sorduğunda ona, “Yorgunum, başım ağrıyor, keşke bugün Pazar olsaydı, kendimi iyi hissetmiyorum” diye cevap verirsek, sonunda kendimizi daha kötü hissediyor olmamıza yol açarız. Bomba gibiyim!… Çok basit ama müthiş güçlü bir nokta. Bize ne zaman, “Nasılsın” veya “Kendini bugün nasıl hissediyorsun” diye sorarlarsa, şöyle cevaplamalıyız: “Harika çok iyiyim, teşekkürler. Ya sen?” veya “Müthiş” veya “Çok iyi, bomba gibiyim”. Böylece her fırsatta kendimizi çok iyi hissedecek ve kendimizi gerçekten de harika hissetmeye başlarız. Her zaman kendini müthiş hisseden biri olarak tanınmalıyız. Bu bize yeni arkadaşlar kazandıracaktır.
Diğer insanlarla konuşurken de, hep hoş, neşeli, güzel kelime ve deyimler kullanmalıyız. Bütün dost ve yakınlarımıza söyleyecek büyük, olumlu bir kelimeye sahip olmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Başkasıyla birlikte olup o anda bizimle olmayan üçüncü bir kişi hakkında konuşurken de, o kişi için kötü şey söylememeliyiz. İyi yönlerini söylemeliyiz. Özellikle öfkeli halde, kişiyi yerin dibine geçirici sarf etmekten kaçınmalıyız. Er ya da geç konuşulan laflar, o kişinin kulağına gider ve bu durumda yerin dibine geçeriz. O kişiyle ilişkilerimiz bozulabilir.
Konuşmalarımızda karşımızdakine daima cesaret vermeliyiz. Bunun için de olumlu bir dil ile konuşmalıyız. Her fırsatta insanlara kişisel olarak iltifatta bulunmalıyız. Tanıdığımız tanımadığımız herkes övülmeye can atar. Eşimize her gün söyleyecek özel bir kelimemiz olmalı. Bizimle çalışan insanları da izleyip, onlara da takdirlerimizi bildirmeliyiz. İltifat, takdir samimi bir şekilde yapılırsa sırıtmazsa başarı için bir anahtar olur. Bunu kullanmalıyız. İnsanlara görünümleri çalışmaları, başarıları, aileleri hakkında her zaman iltifat edici sözler söylemeliyiz.
İsmail Karasu
ismailkarasu.com