Gazze’ye yardım için giden Özgürlük Konvoyu, 28 Mayıs 2010 tarihinde Antalya’dan ayrılmıştı. Amaç belliydi; Gazze’ye 35 aydır uygulanan ambargo karşısında insani yardım götürmek. Gemi, Antalya Limanı’ndan dualarla uğurlandı ve Türkiye için de gergin bekleyiş başlamış oldu.
İsrail’in yardım konvoyuna herhangi bir atakta bulunacağı zaten önce ki tehditlerinden de hissediliyordu. Akdeniz’de restleşmeler oluyor ve gerginlik devamlı tırmanıyordu. Ama doğrusunu söylemek gerekirse böyle kanlı bir eylemi hiç kimse beklememişti. Haberi ilk duyduğumda inanamadım. Belki de inanmak istemedim. Uluslararası sularda, savunmasız ve suçu sadece insani yardım yükü taşımak olan bir gemiye, bu denli haince bir saldırı yapılması gerçekten çok kanıma dokundu. Aslında olayın çok farklı uluslararası ve siyasi yönleri olduğunu düşünüyorum. Ama burda, olayın bu olası yönlerinden bahsetmek istemiyorum; çünkü şu an hissettiklerim, milliyetçiliğin ya da herhangi bir ideolojinin çok üstünde olan insani bir duygu. Yardım yolunda yapılan bu kanlı engelleme, siyaseti de aşan saldırgan bir tavırdır. Bu vicdanları sızlatan ve insaniyet namına yaşanmış utanç verici bir olaydır. Böyle bir durumun bir özrü ya da telafisi olamaz. Hoş, zaten bu insanlık suçunu işleyenlerin, böyle bir çabaları da yok. Tam aksine, yaptıkları bu kanlı saldırıyı sahiplenip, meşrulaştırmak için propoganda çalışmalarına hiç vakit kaybetmeden dört koldan giriştiler. Üzgünüm; hem de çok üzgünüm. Masum ve savunmasız insanlar (özellikle de Türk vatandaşları) başkalarının hayatını kurtarabilmek pahasına kendi hayatlarından oluyor. Hani nerde insanlık, hani nerde Dünya barışı!
Dipnot: Bu noktada değinmeden geçemeyeceğim. Aldığımız ürünlerle İsrail’i bilmeden de olsa desteklediğimizi, hiç düşündünüz mü? Bizim şu an için yapabileceğimiz küçük ama etkili bir adım bu. Yaptığınız alışverişlerde, lütfen barkod numarası 869 ile başlayan ürünleri tercih edin; çünkü barkod numarası 869 ile başlayan ürünler ülkemizde üretilmiştir. Hem ülkemizdeki üretimi desteklemek adına, hemde başka ülkelere sağladığımız kazançları azaltarak; onların silahlanmasına bir nebze de olsa “dur” diyebiliriz. Bu arada merak edenler için söyleyeyim, diğer ülkelerin barkod numaraları bir çok web sitesinde yer alıyor. Yalnızca ben İsrail’in barkod numarasının 729 ile başladığı hatırlatmak istiyorum. Barkod numarasına bakarak alacağınız ürünlerle belki bazılarının hayatını kurtaracaksınız. Ben sadece şahsi fikrimi söylüyorum gerisi sizlere kalmış.
Daha huzurlu ve barış dolu günlerde görüşmek dileğiyle…