Bu sabah zorunda olmadığım halde pek çok kişiden önce uyandım. Okula veya işe gitmem gerekmediği halde günün ilk ışıklarıyla çıktım dışarı.
Okullar tatil olduğu için bu sefer gözü yarı kapalı öğrencilerin sürüklenerek okula gidişlerini göremedim belki ama beş dakika daha fazla uyuyabilmek için alarmlarını erteleyen insanların işlerine geç kalmamak için koşuşturmalarını izledim.
On yedi sene okuyup da güvenlik görevlisi olan mühendis arkadaşım var benim. On yedi sene okuyup da atanamayan öğretmen arkadaşım var benim. Eskiden zorla kölelik yaptırılırmış insanlara; haftada altı gün, günde on iki saat çalışıp da asgari ücret alan arkadaşım var benim. Asgari ücretin, hadi yoksulluk sınırını geçtik, bir ailenin açlık sınırının altında olduğu bir ülkede yaşıyorum ben.
İnsanların zorluklarla kazandıkları paraları bir umut, şans oyunlarına yatırıp hayal kurmalarını izliyorum. Kendine bile yetmeyen paralarından tanımadığı insanlara yardımcı olmak için katkıda bulunmaya çalışan insanlar görüyorum. Yirmi veya altmış yaşında olması farketmiyor, çok para sahibi olunca borçlarını ödeyip yaşayacağı rahat hayata, ihtiyaç sahiplerine daha çok yardımcı olmaya dair hayaller kuran insanlar arasında buluyorum kendimi. Ekonomik sıkıntısı, borcu olmayan vatandaş kalmadı ki güzel ülkemde.
Bizim, topluma dayatılan tüketim alışkanlıklarının ötesine geçip üretmemiz gerekiyor. Bunun için kaynaklarımızı doğru kullanmamız, yeni nesle doğru eğitimi vermemiz gerekiyor. Ülke çapındaki sınavlarda on binlerce öğrencinin sıfır puan aldığı, PISA’da son sıralarda yer alan, ahlaki değerlerden yoksun, kolay kazanıp rahat yaşamaya özenen bir nesil yetişiyor. Tablo karanlık lakin her şeye rağmen simsiyah değil elbet; aydınlık yarınlarımız, muhteşem zenginliklerimiz, duyarlı insanlarımız da var.
O aydınlık insanlar ülkedeki ağaçlar kesilmesin, Kaz Dağları bölgesi Kirazlı ormanları yok yere talan edilmesin, Salda Gölü’nün doğal tabiatı bozulmasın, sokak hayvanları işkence görmesin, insanlar ölmesin, kimse suçsuz yere hapis yatmasın, özgür medyaya kısıtlama gelmesin diye dayanışma içerisinde birlik olup daha fazla yanlış yapılmaması adına çaba göstermekte.
Ülkenin içerisinde bulunduğu şu zor dönemlerde ekonomik kalkınmayı, adil bir hukuk sistemini, eğitim ve sağlık sisteminin kalitesini konuşmamız, uygun adımları atmamız gereken süreçte; enerjimizi var olan doğal güzelliklerin katledilmemesi ve temel insan haklarının korunması için harcamak zorunda kalışımız ne acı.
Diğer yandan bunca duyarlı insanın varlığını bilmek umut ışığı oluyor içime. Enseyi karartmaya gerek yok, hem zaten yaşamın kendi bir mücadele; amaçlarımız, hedeflerimiz ve çocuklarımız olduğu sürece o yolda yürümek de güzel. Evet zor günler bizi bekliyor ama yılmak yok, mücadeleye devam; yarınlar aydınlık.