Pelin Gül

Pelin Gülyazıları…

1986 yılının haziran ayında, çığlıklar atarak dünyaya merhaba dedi.

Çocukluğunda başka başka şehirlerde, bambaşka yaşam tarzlarıyla karşılaştı ve bu yaşam tarzlarıyla harmanlanarak büyüdü.. Babasının memuriyet görevinden dolayı sürekli vilayet değiştirmekteydi. Şehir değiştirdikçe okul arkadaşlarına da, her defasında veda etmek zorunda kalırdı.

1998 senesinden itibaren İstanbul’da yaşamakta olup, yerleşik hayata geçmiştir. :) ..ama hala bambaşka ülkeleri, bambaşka şehirleri, görmediği kasabaları özgürce keşfetmek en sevdiği şey.. bu da çocukluğundan kalan bi alışkanlık olsa gerek.

Lise ve üniversite eğitimini İstanbul’da tamamladı. Mali Müşavir olma yolunda aday olarak eğitim hayatından, iş hayatına yönelmekte.. En büyük mutluluğun başarıyla gelmesi ve başarıyla gelen mutluluğun ardından, çevresindekilerin kendisine karşı olan güvenini sağlamaktan, kendisiyle gurur duymalarından, aynı sevinci ve mutluluğu paylaşmaktan hoşnut kalıyor.

İlköğretim döneminde pek de başarılı sayılmazdı. Bu durumunun; başka şehirlerde, bambaşka öğretmenlerle, sürekli okul değiştirmesiyle bir ilgisi var mıydı bilemiyorum ama.. kendisi için çok da başarılı bi dönem değildi. Daha sonraki yıllarda, lise eğitimine başlayacağı anda, sanırım hayatın sillesini anladı ve canla başla kendisini derslerine adayarak başarılı bir şekilde mezun oldu. Bu başarısının devamı gelmeliydi her daim.. Üniversite dönemini sektirerek de olsa 2009 yılında bitirdi.

Ardından Kasım 2009 döneminde Mali Müşavirlik sınavlarında başarılı oldu.
Her ne kadar bu mesleğin kendisine göre, ruh haline göre olmadığını bilse de alanında başarılı olmak için mesleğini sevmek zorunda olduğunun farkındaydı.. Bu sadece mesleği için değil hayatın ta kendisi için de bu oyunu oynuyordu. Hayatta, ayakta kalabilmek için hayatı sevmeliydi.. sevmek zorundaydı..

kısaca; “içimde şefini kaybetmiş bir orkestranın hüznü var, dışımda charlie chaplin gülüşü..” sözüyle tamamlamaktadır.

İş hayatında ofise kapanıp, yığınla dosyalar içinde kaybolmak ona göre değildi.. Fakat “ofislerdeki bunalıma bir son vermek!” düşüncesi içerisindeydi. SMMM ofislerinde artık bıcır bıcır, kıpır kıpır, kımıl kımıl bi o kadar da prezantabl çalışanların olması gerekiyordu. Bu yolda devam edecekti.. Zaten hayatı iş-ev, ev-iş arasında geçmeyecekti. Arkadaşları tarafından da oldukça sosyal bir kişiliğe sahip biri olarak biliniyordu.

Arkadaşlarından bilmem kaç kişiden, şu kadar kişiye sorduk.. bi bakın bakalım ne cevap vermişler;

  • Arkadaşlarını organize edip fellik fellik gezmeye bayılan,
  • Oldukça rahat görünmesine rağmen.. tipik Türk kızı modundan çıkamayıp tabularını yıkmayan bir çılgın..
  • Her bayanda olduğu kadar şımartılmaktan hoşlanır.. fakat çevresinde gördüğü şımarık, birbirlerine karşı çocukca, öküz Türkçesiyle konuşan çiftleri görünce tiksinti gelir..
  • Eğlenirken cozutmadan, coşmayı sever..
  • Sarhoş olmaktansa, çakır keyfi modunda.. keyfine bakar..
  • Tophanede nargile ile hüpletir, Nevizade de demlenir..
  • Seçici davranmadan sinemaya gidip, beğenmediği film olduğunda.. off!! yine yorumları okumadan izlemeye kalkıştım die.. kendi kendine söylenir..
  • Delilikte sınır tanıyabilen bir yaradılışa sahiptir.
  • Küçüklerini sever, onlarla vakit geçirmeye bayılır, çocukla çocuk olur..
  • Büyüklerinin ellerinden öper, kocakarı lafını dinler, nasihatları dikkate alır ve bilfiil uygular..
  • Yaşlılarla sohbet etmekten, eskilerden konuşmaktan hoşnutluk duyar..
  • Onun için saygı çok önemlidir. “Sevmeyebilirsin fakat saygı göstermek zorundasın.” düşüncesine sahiptir.
  • Klasik müzik sever, TSM dinler, elektronik müzik de dinler, mümkünse çığırmasınlar der! Arabesk müziğine maruz kalmamak için toplu ulaşım araçlarından minibüs kullanmamaya özen gösterir.
  • Sürekli değişen hobilerinden, her geçen gün bir yenisi daha eklenmektedir. Bir zamanlar TSM merakıyla, ilgisi kemana yöneldi.. Bir sene kadar keman eğitimi aldı, fakat derslerinin ve sınavlarının yoğunluğundan ara vermek zorunda kaldı.. Keman, odasının bir köşesinde durup hala kendisini beklemektedir. Sevdiklerine, sevdiğine keman çalabilmek için ilk fırsatta keman derslerine başlayacaktır. Şu sıralar fotoğrafçılığa uğraş vermekte.. daha yeni yeni profesyonel olma yolunda devam ederken.. bambaşka ülkeleri, şehirleri, yöreleri kendi bakış açısıyla sevdiklerine yansıtabilmek, unutulmaz anları ölümsüzleştirmek için fotoğrafçılığa devam etmekte..
  • Kimi zaman çocukca, kimi zaman oldukça olgun.. gerektiğinde gerektiği gibi davranan..
  • Her Pazar düzenli olarak, Mahşer-i Cümbüş’ün önderliğinde ehl-i keyif grubunun doğaçlama tiyatro oyununu izleyerek.. keyfine neşe katar.. ve haftaya ılımlı bir şekilde başlar..
  • Pazar kahvaltılarını, eşsiz tadlar eşliğinde sevdikleriyle birlikte yapmaya özen gösterir.
  • Konserleri yakın takipte bulunsa da, pek fazla gitme fırsatı bulamaz, hep geç saatlerde olduğundan şikayetçi olur.
  • bıdığım, bıcırığım, gıcığım, kıvırcığım.. sloganıyla kendisini tanımlamaktadır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    EnginDergi Enginer Dijital Hizmetler | Tüm Hakları Saklıdır. © 2008 - 2024